Aydın Altay: “Canım bu AKP döneminde hiç mi iyi şeyler yapılmamıştı?” soruları nasıl yanıtlanmalıydı?
Ahmet Akgül: Evet, AKP iktidarları döneminde, duble yollarla şehirlerarası trafik oldukça rahatlamıştı… TOKİ’lerle halkımızın konut ihtiyacı önemli ölçüde karşılanmıştı… Hastane ve sağlık hizmetleri kolaylaşıp yaygınlaşmıştı… Pek çok ilimize havaalanları yapılıp ulaşım çabuklaşmıştı… Eğitimde imkân ve fırsatlar arttırılıp yeni üniversiteler açılmıştı… Keyfi başörtüsü yasağı pek çok resmi kurumda kaldırılıp birtakım temel haklar sağlanmıştı… Sosyal yardımlarla birçok mağdur aileye el atılmıştı… Ancaaak… Bütün bunlar, kanser tümörleri bütün iç organlarını sararken ve kan damarları kangrenleşirken, hastanın ağrı-sızılarını dindiren uyuşturucular verilerek, yüzüne estetik yapıp pudra sürmekten ve güzel elbiseler giydirip süslemekten farksızdı!..
AKP “Dini siyasete”, Cemaat ise “Dini Siyonizm’e” alet ediyordu!
Sn. Recep T. Erdoğan, 30 Mart 2014 Yerel Seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında, başta Cemaat’e ve tüm muhaliflere yine ağır hakaretlerle saldırıyor, bir nevi intikam çığlıkları atarak: “Bunların kaçmasına bile izin vermeyeceğiz, inlerine girip temizleyeceğiz!” şeklinde tehditler savuruyordu. İngiliz Financial Times, Başbakan’ın bu sözleri üzerine; “Gülencilere yönelik sert önlemler geliyor!” şeklinde yorumlar yapıyordu. Özetle seçim zaferi sonucu yumuşaması ve her kesimi kucaklaması beklenen ve zaten öyle olması gereken Recep T. Erdoğan, tam aksine daha da şımarıp taşkınlaşıyor ve; “İşte bu (acı ve alçaltıcı akıbet) sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp şaşırmanız ve azgınca ölçüyü kaçırıp taşkınlaşmanız dolayısıyladır!” (Mü’min: 75) ayetinin tokadına uğrayacak günlere hazırlanıyordu.
Evet, hırsızlıkların, yolsuzlukların, hukuki suçların ve ahlâki sorumlulukların seçim sandığında alınan sonuçlarla aklandığı havası oluşturanların ve hele ülkesinin geleceğini ve güvenliğini, şahsi ikbal ve ihtirasları uğruna malum odaklara rüşvet sunanların, Allah’ın “KAHHAR” sıfatından ve şehit atalarımızın bedduasından asla kurtulamayacakları ve derbeder olacakları dönem yaklaşıyordu.
Sevr’in 62. ve 64. maddeleriyle AKP’nin Meclis’ten çıkardığı kanun metni tıpatıp aynıdır ve Kürdistan kurularak Türkiye’nin parçalanmasını amaçlamaktadır:
Haçlı Müttefik Devletlerle, İttihatçı Osmanlı Hükümeti Arasında 10 Ağustos 1920'de Sevres'de İmzalanan Barış Antlaşması: Kesim III. Kürdistan
Madde 62.
Fırat'ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan'ın güney sınırının güneyinde ve 27. maddenin II/2. ve 3. fıkralarındaki tanıma uygun olarak saptanan Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğini, işbu Antlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak altı ay içinde, İstanbul'da toplanan ve İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetlerinden her birinin atadığı üç üyeden oluşan bir Komisyon hazırlayacaktır. Herhangi bir sorun üzerinde oybirliği oluşamazsa, bu sorun, Komisyon üyelerince, bağlı oldukları Hükümetlerine götürülecektir. Bu plan, Süryanî-Geldanîler ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceler de kapsayacaktır; bu amaçla, İngiliz, Fransız, İtalyan, İranlı ve Kürt temsilcilerden oluşan bir Komisyon incelemelerde bulunmak ve, işbu Antlaşma uyarınca, Türkiye sınırının İran sınırı ile birleşmesi durumlarında, Türkiye sınırında yapılması gerekebilecek düzeltmeleri kararlaştırmak üzere bu yerleri ziyaret edecektir.
TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ: