Aşk; bir arayış değil, yürekten adanıştır1
Dert içinde dermanın, zevkine dadanıştır2
Gerekse Yar yolunda, kurbanlık budanıştır
Âşıklar azgın olmaz, onlar nefsi aşkındır3
Vahdet sırrına varan, hayranlıkla şaşkındır…
Aşk; sevdanın uğrunda, türlü cefa çekmektir
Zahmet mihnet içinde, manen sefa sürmektir
Dosta minnet etmeden, hep vefa göstermektir
Bu aşk fedakârlıktır, ehli takva aşkındır
Davaya hain olan, Hak yolundan kaçkındır…
Kur’an’a kulak ver ki, Hak’tan gelen sedadır
Dosta vuslat aşkına, mal ile can fedadır
Aşk; Baki’ye varmak çin, fanilere vedadır
Âşıklar sadık olur, Hak’ka eren aşkındır
Şeytan iğva verse de, Hak rızası baskındır…
Sözü özü tutmayan, münafık olur mel’un
Ayettir: “Lime tekulune, mala tef’alun”4
Fırsat; ister Mevla’yı, ister belayı bulun
Âşık yılmaz yorulmaz, huzur dolu aşkındır
Zikrullahın hazzıyla, coşan gönül taşkındır…
Aşk; zorluktan dönmeyen, mücahit neferdedir
Sonsuzluk iklimine, doğru hep seferdedir
Hak va’dine güvenir, bir gözü zaferdedir
Âşık korkmaz yamulmaz, boş hevesten aşkındır
Ucuz uyuz kahraman; hava atar, boş kındır…
1- Adanmak: Kendini inanç ve amaçlarına vakfetmek
2- Dadanmak: Tadını aldığı şeylere bağlanmak
3- “Aşkın”lık: Nefsani ve hayvani duygularını aşmış, Hak’ka ve huzura ulaşmış
4- “Ey iman edenler! (Kendiniz) Yapmadığınız ve yapamayacağınız şeyi niçin (boşuna hava atmak kastiyle başkasına) söylersiniz?” (Saf Suresi: 2. Ayet)