Çünkü Sn. Erdoğan, Ayasofya’yı tam cami olarak ibadete açacak bir cesaret ve dirayetten uzaktı. Yoksa maalesef, bugünkü müze statüsünden çok daha tehlikeli formüllerle ve tavizlerle Ayasofya malûm odaklara rüşvet mi sunulacaktı!?
Konuların daha iyi anlaşılması için önce, Hz. Peygamber Efendimizin bazı hadislerini hatırlatarak başlayalım:
“Ümmetim için en çok korktuğum şey; dalâlete (fikri sapkınlığa ve ahlâki sapıklığa) sürükleyen (bid’atleri resmileştiren) liderlerdir.” (Ebu Davud. Fiten. C.1 - No: 4252 – Müslim. Fiten: 19)
Yine Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardı:
“Ümmetim için en çok korktuğum şey; dili âlim ama kalbi cahil ve hain olan münafık takımıdır.” (Ahmed bin Hambel Müsned. C.1 - Sh: 22)
Kenzül Ummal’da geçen bir Hadisinde ise Hz. Resulüllah bizleri şöyle uyarmaktadır:
“İnsanlardan iki sınıf vardır ki, eğer bunlar salaha ererse (yani doğru ve uygun hareket ederse) toplum da salaha (huzura ve refaha) erer. Eğer bunlar fesada gider de (fasıklık ve istismarcılığa yönelirse) toplum da fesada gidip (yozlaşıverir). Bu iki zümre: 1- Alimler (gerçekleri gizleyen veya eksik öğreten din bilginleri) ve 2- Amirler (hain ve işbirlikçi yöneticilerdir.)” (Kenzül Ummal. C.10 - Sh: 191)
Yine Efendimiz şöyle vurgulamışlardı:
“İnsanlar Meliklerinin (yöneticilerinin) dini (yani onların düzeni ve düşüncesi) üzerindedirler.” (Acluni. C.2 - Sh: 311)
TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINZ: