Ey ölümden habersiz, gezip duran dalgacı
O Rabbin kâinata, doğaya baş eğdirir!
Nice okyanusları, yüzüp aşan dalgıcı
Bir gün gelir, bakarsın; damlaya baş eğdirir!
Deniz göller kurutup, pınarcığı çağlatır
Dağ gibi delikanlı; kör kötürüm bağlatır
Şahları vezirleri, rezil edip ağlatır
Bir beyinsiz mikropla, dehaya baş eğdirir!
Gerçeğe iman eden, korkar mı gölgelerden
İbrahim vari geçer, alevli bölgelerden
Zerreden kürrelere, milyonca belgelerden
İbret almaz kâfirler, dünyaya baş eğdirir!
Gayesiz ve gayretsiz, ey canlı cenazeler
Riya nifak derdine, ne yapsın eczaneler
Hak aşıkı mü’minler, dünyada ceza yerler
Dost sevdiği kulunu, davaya baş eğdirir!
Hâlık’a bel bağlayan, Amerka’ya tapar mı
Makam çıkar uğruna, haklı yoldan sapar mı
Kuduz gibi havlayıp, Hocasını kapar mı
Mevlâ’ya teslim olan, Gün Ay’a baş eğdirir!
Cihat yok, sadakat yok; ne alçak meziyettir
Gâvur nefse gavatlık, en aşağı zillettir
Vicdanın kıvranması, çekilmez eziyettir
Yunus olup yakaran, deryaya baş eğdirir!
İmtihana gelmişiz, Rabbim bizi deniyor
Ettiğini çekersin, diyetler ödeniyor
Nice yiğitler vardır, “Ricalüllah” deniyor
Sultan bile takmazken, sevdaya baş eğdirir!
Lütfeyle kıblegâhım, muhtacız rahmetine
Misalin hep gözünde; hasretim ah Medine..
Süper güç karşısında, dik duran Ahmedine
Beş vakit namazında, duaya baş eğdirir!