Fanide boğulma, Baki’yi ara
Yaran sağalır mı, ermeden Yâr’a
Haydi varmak için, kutlu diyara
Ciddiyetle çalış, yorul be gönül
Yeter dolandığın, durul be gönül...
Tek merkeze yönel, tevhid-i kıble
Allah’tan gayrıyı, sokma ha kalbe
Şirkten şekavetten, sığınsan Rabbe
"Festakim kema ümirt"1, doğrul be gönül
Yeter çalkalandın, durul be gönül...
“Allah Rasül Muhammed”, mührünün nuru
Âlem aynasında, vahdet zuhuru
Sonsuz ve kusursuz, cennet huzuru
Kazanıp ebedi, kurtul be gönül
Yeter darlandığın, durul be gönül...
İtiraz isyanı, bırak bu nazı
Dosta burak eyle, dua niyazı
Burda iken yaşa, vuslatı hazzı
Aşkın potasında, yoğrul be gönül
Yeter bunaldığın, durul be gönül…
Şu beden denilen, ruha kafesle
Maksuduna yanaş, her bir nefesle
Menzile varılmaz, lafla hevesle
Cihat takva kanat, savrul be gönül
Yeter çalkalandın, durul be gönül...
Sadık gönlü her an, Allah'a akar
Şeytan engerektir, her fırsat sokar
Yanmadan pişilmez, çiğ kalan kokar
Gel hasret od’unda2, kavrul be gönül
Yeter dalgalandın, durul be gönül...
Çoğu gafil güldün, azı ağladın
Bazı gün hasrette, yürek dağladın
Dem dem aşka gelip, coşup çağladın
Sular gibi şorul, şorul be gönül
Yeter bulandığın, durul be gönül...
Her ikrama şükret, belaya dayan
Kalp gözü açığa, ne sırlar ayan
Ey aybına pişman, kaybını sayan
Mevlâ sevdasına, vurul be gönül
Yeter dalgalandın, durul be gönül...
Kapılma kör çağın, kara bahtına
Rabbim hulf eder mi, zafer ahdına
Teslim tevekkülle, huzur tahtına
Edeple hürmetle, kurul be gönül
Yeter kaynadığın, durul be gönül…
1- “(Ey Resulüm!) Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Seninle beraber (küfür ve kötülükten) tevbe edenler de (böyle davransın). Ve (sakın) azıtıp (haddinizi aşmayın). Çünkü O, yaptıklarınızı Görendir.” (Hûd Suresi: 112)
Emrolunan sınırlar içinde, emrolunan şekilde dürüst bir yaşayışı sürdürmek, takdir edileceği gibi büyük bir ciddiyet, hassasiyet ve gayret ister. Bu ise zor bir iştir. Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) de bu ayetten ötürü, “Beni Hûd Suresi ihtiyarlattı” buyurmuşlardır. (bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (56), 6)
2- Od: Ateş