Usandım be hayat, çekilmez oldun
Aleyhimde tuzak, eşen eşene!..
Ömrün güz mevsimi, sararıp soldun
Divaneler düşsün, dünya peşine!
Sadıkların bağrı, yanık olmalı
Sevda hasretiyle, donuk olmalı
Sultanım kalbime, konuk olmalı
Takvayla yıkanıp, aşkla döşene!..
Fanidir dünyanın, şöhreti şanı
Ebed Cennet bekler, nefsin aşanı
Verilir mi sandın, elmas nişanı
Eğer kıyamazsan, camdan şişene!
Hakikat sırrını, ehline bellet
Dost yolunda cefa, canıma minnet
Ya davayı temsil, hakkı tebliğ et
Ya da edebinle, çekil köşene!
Hevesi dağınık, hep bölük pörçük
Gayesi bayağı, gayreti küçük
Amacı dünyalık, ayarı düşük
Değilse cihattan, niye üşene!
Hakikat uğruna, hayal geçilir
Sahtekâr elenir, sadık seçilir
Haini öldü say, kefen biçilir
Gözden ve gönülden, düşen düşene!
Bu yolda rehberim, Pir Erbakan’dır
Biata sadakat, büyük makamdır
İşte er meydanı, pahası kandır
Cana kıymayanın, burda işi ne!..
Bir zaman Hocayı, seven safdiller
Şimdi işbirlikçi, över gafiller
“Boşver Adil Düzen”, diyen sefiller
Adiler razıymış, Şeytan köşküne!
Ahmedim Rahman’ın, hatrı uğruna
İnanıp bağlandık, hak buyruğuna
Takılsan Batılın, şer kuyruğuna
Hiç ilham gelir mi, iman fişine!..
Kaynak:
MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ