ERBAKAN'IN TEKNOLOJİ HARİKALARI;
BİLİMSEL DAYANAKLARI
ve Siyonizm Nasıl Hizaya Sokulacaktı?
17 Temmuz 2007 ESAM Konferansları ve Aziz Erbakan Hocamızın Teknolojik Hazırlıkları
Biz, insanlığın saadeti için teknoloji geliştireceğiz. Ama Siyonizm güdümlü Batılılar ise insanlığı ifsat için teknoloji geliştiriyor. İşte bakın, Amerika getirmiş harp gemisini koymuş, içerisinden füzelerle Kızıldeniz’den ta Bağdat’ı dövüyor. Füzeler fırlatıyor. Bizim bir milletvekili grubumuzu, Enterprise Uçak Gemisi İstanbul’a geldiği zaman ziyarete götürdüler. Onlara bir gösteri yaptılar. Geldiklerinde bana şunları anlattılar:
“Efendim, bize önce komuta odasında ne yapacaklarını anlattılar. Sonra komuta salonuna aldılar. Bu salonun içerisinde kadınlı-erkekli subaylar oturmuşlar, gazino gibi bir yer. Bu nasıl harp gemisi? diye şaşırdık. Her birisinin arkasında kahve pişireceği, önünde kahve fincanı… Masa başında oturup, konuşup sohbet ediyorlar. Komutan hoparlörden dedi ki; ‘Bana bak filanca! Sen şu numaralı füzeyi, şu arz dairesinde 10 bin mil uzağa atacaksın, biraz sonra emir verdiğim zaman; hazırlığını yap!’ Adam elindeki kahve fincanını bıraktı, sağ tarafına döndü, masanın üzerindeki düğmelere bastı, o füze için gereken komutu verdi, tekrar ekrana döndü. Komutan ‘Ateş!’ dedi. Kırmızı düğmeye basar basmaz gemide zelzele oldu. Bir füze gemiden çıktı. Sonra kumandan odasında bize tekrar televizyonla gösterdiler ki, hakikaten işaret edilen yere füze gitti, okyanusta hedeflenen yere düştü.”
Yani en büyük zulümleri; çay içerek, kahve içerek, oturdukları yerlerinde sağa sola dönerek işleyecek kadar teknolojiyi geliştirmişler. Şimdi sen diyorsun ki; ‘Ben hakkımı koruyacağım’ Nasıl koruyacaksın? Adamın 40 tane uçak gemisi var. ‘Ben de 40 tane yapayım’ diye uğraşırsan, onlarla böyle başa çıkamazsın. Bak, işte İran’a atom bombasını yaptırıyor mu? Hayır… İkide bir gelip bombalayıp gidiyor… Kaldı ki, sen 40 tane yaparken, onlar 80 tane hazırlıyor… E, o zaman ne yapacaksın ve bunlara nasıl laf anlatacaksın? Unutmayın, Cenab-ı Allah, Rahman ve Rahimdir. Sen teknoloji nedir biliyor musun? Şimdi o geminin içerisinde, sen öyle bir manyetik alan yaparsın ki, kumandanın sesini o subay duyamaz, bir… Veya, onun atmış olduğu füzeyi havada yakalarsın, sen elektronik kumandayla geri çevirir, onu atan geminin üzerinde parçalarsın, iki…
Evet, teknoloji; Allah’ın bir rahmeti ve fırsatıdır. Geri bırakılmış olan ülkelerin, kendini ilerlemiş zanneden ülkelerin önüne geçmesi bakımından büyük bir imkândır. Bunu yaptığın zaman senin uçak gemisi yapmana lüzum kalmayacaktır. Çünkü artık onun uçak gemisi senin sayılır. İstediği kadar mermi atsın. Nasıl olsa kendi başında patlayacak! ‘Hocam, yahu Sen nelerden bahsediyorsun Allah aşkına?’ diye şaşırma!.. Sen Benim aynı zamanda bir teknik profesör olduğumu bilmiyor musun?
Onun 100 tane uçan kalesi varmış… Bugün havaya nazaran sürtünmesi çok düşük olan öyle birtakım madenler var ki, fazla açıklama yapmayı uygun görmüyorum… O madenleri sen buradan fırlattığın zaman, hava sürtünmesi çok az olduğu için onun uçan kalesinin bin misli hızla gidiyor, havada dağılıyor, tellerden ibaret olmak üzere… Onun uçan kalesini işaret eden yerde yakalıyor ve aşağı düşürüyor. Bir uçan kale 100 milyon dolar iken, benim söylediğim bu silahın kendisi ise sadece 100 bin dolar. İşte böylece onun 100 milyon dolarlık malını sen 100 bin dolarla düşürebilirsin. Neyle düşüreceksin? İmanla, imanla, imanla!.. Ve bu imanın gereği hazırlayacağın teknolojik harikalarla!..
Böylesine bir teknolojik gelişme yaptığın, ve hep saydığımız Müeyyide Kuruluşlarını hazırladığın zaman, ‘Gel bakalım buraya!..’ dediğin anda, ister istemez ayakları titreyecek ve teslime mecbur kalacak. ‘Otur şuraya bakalım, sen şimdiye kadar bizim kanımızı, canımızı emdin, insanlara kan kusturdun. Ama biz Hz. Ömerlerin ahfadıyız, biz Selahattin Eyyubilerin ahfadıyız, biz Sultan Fatihlerin ahfadıyız… Biz sizi imha için gelmedik. Biz Rahmet Peygamberinin ümmetiyiz. Biz size de sizin hakkınızı vermek için geldik. Yeryüzünde ecdadımız gibi Adil bir Düzen kurmak için geldik, hakkı korumak için geldik. Biz Hakkı üstün tutarız, ama kuvvetin de kıymetini biliriz. Hakkın emrindeki kuvvet, en şerefli kuvvettir! İşte biz o kuvvete sahip olacağız ve böylece kuvvetli bir Türkiye kuracağız ve Yeni bir Dünya kuracağız.’
Milli Savunma Alanında Türkiye’nin Teknolojik Atılımları ve Erbakan’ın Harika Hazırlıkları!
ESAM’ın tarihi ve Müslüman ülke temsilcilerine yönelik özel bir toplantısında rahmetli Başbakanlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız: Çağımızın dönüşüm projelerini şöyle açıklamıştı:
27 Mayıs 2006’da İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda muhteşem bir katılım ve coşkuyla kutlanan İstanbul’un Fetih Yıldönümü şöleninden bir gün sonra: Grand Cevahir Kongre Sarayı’nda ESAM tarafından düzenlenen ve İslam dünyasından yüzlerce devlet adamı ve ilim erbabının katılımı ile gerçekleşen, Milli Çözüm Ekibi olarak bizlerin de iştirak ettiğimiz “Müslüman Toplulukları ve Sorumlulukları” konulu ilmi konferansta Erbakan Hoca;
• İslam dünyasının ve insanlığın temel problemlerini ve sebeplerini,
• Kurtuluş çarelerini ve çözüm projelerini,
• Bunlarla ilgili yeni fikir önerilerini, fiili tatbikat örneklerini ve başarılı pratiklerini, çok akıcı bir dille ve çarpıcı misallerle anlatmıştı ve bunlar Milli Çözüm Dergimizde defalarca yazılmıştı.
Daha yakından tanımak ve meraklarının yanıtlarını bulmak isteyen değerli okurlarımızdan ve birçok yazar ve fikir adamımızdan gelen yoğun talepler ve teklifler üzerine, başyazarımız ve genel yayın danışmanımız Ahmet Akgül Hocamızın kısa bir özgeçmişini hazırlayıp bilgilerinize sunmayı gerekli saydık…