Erdoğan İktidarı; GÜNEY AFRİKA KADAR BİLE OLAMAMIŞTI!
Güney Afrika Cumhuriyeti, resmi bir başvuruyla Siyonist ve Terörist İsrail’i sistemli ve istemli soykırım yaptığı için Uluslararası Adalet Divanı’na taşımıştı. İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığına dair elindeki gerçekçi ve gerekli tüm kanıtları da Lahey’deki Adalet Divanı’na sunmuşlardı. Kurusıkı laflarla halkımızı avutup oyalamak dışında, İsrail’in vahşetini önlemeye yönelik hiçbir ciddi ve cesaretli adımı atamayan Erdoğan iktidarının, Güney Afrika’nın bu onurlu ve sorumlu tavrından utanması ve ibret alması lazımdı. Lahey’de açılan bu mahkemenin yıllar alacağı… İsrail aleyhine bir karar alınsa bile, Adalet Divanı’nın BM’nin yargı organı sayıldığından; bunun ABD’nin vetosuna takılacağı beklense bile, dünya kamuoyu vicdanına tercüman olup rahatlatması ve İsrail’in açıkça ve alçakça suçlarının resmiyet kazanması bakımından önemli ve etkili siyasi sonuçları olacaktır.
Güney Afrika’nın, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine; ‘Gazze’de soykırım’ davası açması tarihi bir adımdır.
Güney Afrika’nın Yürütme (Hükümet ve yönetim) başkenti Pretoria’nın başvurusunda, “İsrail’in eylem ve ihmallerinin soykırım niteliği taşıdığı”, zira bu eylemlerin Filistin ulusal, ırksal ve etnik grubunun bir parçası olan “Gazze’deki Filistinlileri yok etmek” amacıyla gerçekleştirildiği vurgulanmıştı. Başvuruda, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine ilişkin, “Özellikle soykırım niyetiyle işlenmiştir” ifadeleri yer almıştı. Ayrıca, Lahey merkezli mahkemeden İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal askıya alması için geçici bir emir çıkarması talebinde de bulunmuşlardı.
Tel Aviv hükümeti, Güney Afrika’nın soykırım suçlamalarını “iğrenç” bulduğunu belirterek karşı çıkmış ve bunun bir “kan iftirası” (blood libel) olduğu yalanına sığınmıştı.
Venezuela, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı ‘soykırım’ davasına destek çıkmıştı!
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle, 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle UAD’de dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınması talebinde bulunmuşlardı. Venezuela Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada: “Venezuela, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail’e karşı 29 Aralık 2023’te Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) İsrail Devleti’nin yükümlülüklerini ihlal etmesiyle ilgili olarak gerçekleştirdiği tarihi başvuruyu ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ kapsamında olumlu bulmaktadır. Venezuela, barış diplomasisine kendini adamış bir ülke olarak, Güney Afrika’nın Filistin halkını ve uluslararası hukuku savunmak için attığı kararlı ve tarihi adımı takdirle karşılamaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan son raporlarda 7 Ekim 2023’ten bu yana çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 21 binden fazla kişinin öldürüldüğünün bildirildiği ve bunun da İsrail’in insanlık dışı eylemlerini teyit ettiği göz önünde bulundurularak, yaşama ve insan onuruna saygı için acil bir çağrıyla, bu eyleme tüm uluslararası toplum katkı sunmalıdır.” denilmişti. Ve maalesef Erdoğan iktidarı, bu girişime öncülük yapması gerekirken, resmen ve alenen Venezuela gibi bir destek katkısı bile sunamamıştır.
Belçika Başbakan Yardımcısı De Sutter’den, İsrail’i Soykırımla Suçlayan Güney Afrika’ya Destek Açıklaması Yapılmıştı!
Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısı yapmıştı. Petra De Sutter; ülkesinin, İsrail’in Gazze’deki soykırım tehdidine karşı sessiz kalamayacağını belirterek, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesine arka çıkmıştı. İktidar koalisyonunda Flaman Yeşiller Partisi’nin temsilcisi olan Petra De Sutter, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Belçika, Gazze’deki insanların sonsuz çilesini sadece kenardan izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika’nın, Güney Afrika’nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanı’nda eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım” ifadelerini kullanmıştı.
İsrail’e açılan soykırım davasında, Güney Afrika’ya destek için 1 milyondan fazla imza toplanmıştı!
Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına destek için başlatılan kampanyada, bir milyon imza toplanmıştı. İngiltere’den, “change.org” sitesi üzerinden başlatılan imza kampanyasına, dünyanın dört bir yanından bir milyondan fazla kişi katılmıştı. Kampanya çağrısında, Güney Afrika’nın UAD’de başlattığı davaya destek mesajı verilerek, davanın Gazze halkının acılarına son vermesinin ümit edildiği vurgulanmıştı.
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle UAD’de dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınması talebinde bulunmuşlardı. Başvuruda “İsrail’in eylemleri ve ihmalleri soykırım niteliğindedir çünkü hususi soykırım niyetiyle işlenmiştir” ifadeleri yer almış ve bu eylemlerin “Gazze’deki Filistinlileri yok etmek” amacı taşıdığı hatırlatılmıştı.
İsrail, Gazze Savaşı’nda bütün insanlığa karşı ağır bir suç işlemekten sakınmamıştı. Kuşkusuz bu bir soykırımdı. İsrail, Gazze’de ve Filistin’in bütününde işlediği suçun yanında büyük bir yıkıma da yol açmıştı. Gazze’de taş üstünde taş kalmamış, Batı Şeria’da da Filistinlilerin evleri sistemli bir şekilde yıkılmıştı. Bu, tam anlamıyla bütünlüklü bir soykırım siyasetinin hayata geçirildiği anlamını taşımaktaydı. İsrail, bütün Filistinlileri mülksüzleştirme çabasındaydı. Bu da İsrail’in Batı Avrupa’nın ve özellikle de Anglosakson kolonyalizminin uzantısı olduğunun kanıtıydı. Fakat bütün bunlara rağmen İsrail, 7 Ekim’den sonra ilan ettiği hedeflerine ulaşamamış ve büyük bir itibar kaybına uğramıştı. İsrailli yöneticilerin “cinnet” hâline sürüklenmesinin sebebi de burada yatmaktaydı.
İsrail’in Gazze’de ve Filistin genelinde sergilediği vahşet bütün dünyada tepkiye yol açmıştı. Çünkü vahşet, neredeyse bütün dünyaya rağmen ve ısrarla yapılmaktaydı. Sadece İngiltere, ABD, Almanya, Fransa ve Hollanda gibi eski kolonyalist devletler, İsrail’in vahşetini açıkça destekliyorlardı. Bu, sadece Avrupa ülkelerinin Yahudilere borcu olarak yorumlanamazdı. Nitekim kolonyalist devletlerin İsrail’e desteğinin Avrupa dışındaki dünyada tepki uyandırmasının sebebini de bu destekte aramak lazımdı. Aradaki bağ, kolonyal tarihin mirasıdır. Bu çerçevede özellikle eski müstemleke ülkelerinde Avrupa ve İsrail’e yönelik öfkenin gittikçe artması oldukça anlamlıdır. Öfkenin sözde kalmaması üzerinde dikkatle durulmalıydı. İşte Filistin’i fiilen destekleyen ülkelerden biri Güney Afrika’dır. Güney Afrika, İsrail’in işlediği suçları Uluslararası Adalet Divanı’na taşımıştı.
Daha yakından tanımak ve meraklarının yanıtlarını bulmak isteyen değerli okurlarımızdan ve birçok yazar ve fikir adamımızdan gelen yoğun talepler ve teklifler üzerine, başyazarımız ve genel yayın danışmanımız Ahmet Akgül Hocamızın kısa bir özgeçmişini hazırlayıp bilgilerinize sunmayı gerekli saydık…