Bizim tespitlerimize göre, şu anda yeryüzünde üç çeşit devlet (yönetim-sistem) vardır:
1- Hukuk Devleti: (Demokratik Ülkelerde)
Evrensel hukuk kaidelerine, temel insan hak ve hürriyetlerine, milli değer ve dinamiklerine uygun anayasaları hazırlanan… Başkanından, Bakanından, Komutanından, kodamanından, sıradan vatandaşına; herkesin ve her kesimin bu yasalara uyma zorunluluğu bulunan sistem ve yönetimlerdir.
2- Kanun Devleti: (Despotik Ülkelerde)
Temel insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına tam uyulmasa da, toplum düzeni ve disiplini bakımından gerekli sayılan, ve imtiyazlılar tarafından hazırlanıp dayatılan kanun ve kurumlara göre çalışan sistem ve yönetimlerdir.
3- Kararname Devleti: (Dediğim Dedik Ülkelerde)
Güya laik ve demokratik kılıfıyla, ve görünüşte seçim ve tercih şansıyla, ama gerçekte işbirlikçilik yoluyla devletin başına taşınanların, göstermelik meclisi ve anayasal metinleri devre dışı bırakıp, kendi kafasına göre çıkardığı “KARARNAMELER”le bir ülkenin yönetilmesidir.
Ülkemizde 2017 referandumuyla kabul edilen, 9 Temmuz 2018’den itibaren fiilen yürütülen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye tam bir Kararname Devletine çevrilmiştir. Hemen aynı yıl hazırlayıp yayımladığımız “BAŞKANLIK DİKTATORYASI” kitabımızda, “Bu ucube sistem sayesinde, ülkemizin demokrasi kılıflı ‘dedikrasi’ rejimine geçeceğini ve karanlık merkezlerin talimatları ile yönlendirileceğini” söylediğimizde bize; olaya ön yargılı ve saplantılı yaklaştığımızı söyleyenler şimdi bize hak vermektedir.
İşte Anayasa Mahkemesi’nin, bugüne kadar, Kanun Hükmündeki Kararnamelerdeki yüzlerce düzenlemeyi Anayasaya aykırı bulup iptal etmesi, Türkiye’nin bir Kararname Devleti olduğu iddiamızın kanıtı yerindedir. Evet, artık ülke, “Ferman-name” ile yönetilmektedir.
Milli Çözüm’ün bu konudaki meşhur tespitini hatırlatalım:
“Adil Düzen’de, kanunları ve kuralları, Hakk ve halkın yararını gözeten ehil ve emin ilim erbabı koyacaktır; Krallar ve Başkanlar da bu yasalara ve kurallara uyacaktır.
Ama “Adi=Değersiz” sistemlerde ise: Kuralları Krallar veya despotik (dayatmacı) demokratlar koymakta, halk ise mecburen bunlara uymaya zorlanmaktadır. Hatta, bu Kralların veya despotik Başkanların çoğu; küresel odakların ve Siyonist-Haçlı kurumların talimatlarını uygulamaktadır!..”
Anayasa Mahkemesi’nden İlk Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ndeki 37 Düzenlemeye İptal Kararı!
Hatırlayınız; Anayasa Mahkemesi, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra yayımlananilk Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nin 37 hükmüne iptal kararıalmıştı.
Anayasa Mahkemesi, 10 Temmuz 2018’de yayımlanan 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı maddelerinin iptali için CHP ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun açtığı davayı karara bağlamıştı.
Buna göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk düzenlemesi olan ve Cumhurbaşkanlığı ile Bakanlıkların teşkilatlarını düzenleyen 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ilişkin 37 ayrı İptal kararının gerekçesi 27 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
Anayasa Mahkemesi, verdiği ihlal kararları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdırmış, Erdoğan AYM kararlarının “kendilerini rahatsız ettiğini” açıklamıştı.
17 Nisan’da görev süresi sona eren AYM Başkanı Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın katıldığı etkinlikte AYM kararları sonrasında ortaya çıkan yargı kriziyle ilgili konuşmuş, “AYM kararlarına uyulmamasının yasal zemini yoktur” diye uyarmıştı.
AYM kararıyla; Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü’nün devletin sevk ve idaresinde görevli üst kademe yöneticileri hakkında bilgi toplaması ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın talebiyle hâkim ve savcıların Cumhurbaşkanlığı’nda görevlendirilmesi gibi düzenlemeler iptal edilmiş durumdaydı. AYM, hâkim ve savcı adayları ile yargı mensuplarına eğitim veren Türkiye Adalet Akademisi’nin kuruluşuyla ilgili kararname için de tümünü iptal kararı almış ve: “Mesleğe gireceklerin adaylığa alınış ve adaylık döneminden başlayarak tüm süreçlerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanun ile düzenlenmesi gerekmektedir.” uyarısı yapmıştı.
İptal kararı: “Cumhurbaşkanı temel haklara ilişkin düzenleme yapamazdı!”
İptal kararlarının gerekçesinde, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’da güvence altına alınan temel haklara ilişkin düzenleme yapma yetkisinin olmadığı, bu konuda kararname çıkarılamayacağı ve düzenlemelerin ancak kanunla yapılacağı vurgulanmıştı. İptal edilen ve iktidara dokuz ay süre verilen düzenlemeler arasında; Cumhurbaşkanlığı’na personel ataması, maaşlarının düzenlenmesi, hâkim ve savcıların Cumhurbaşkanlığı’nca görevlendirilmesi, üst kademe yöneticileri hakkında bilgi toplanması ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na belediyelere ait yetkiler verilmesi gibi yetkiler öne çıkmıştı. CHP ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 10 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı maddelerinin iptali istemiyle dava açmıştı.
Daha yakından tanımak ve meraklarının yanıtlarını bulmak isteyen değerli okurlarımızdan ve birçok yazar ve fikir adamımızdan gelen yoğun talepler ve teklifler üzerine, başyazarımız ve genel yayın danışmanımız Ahmet Akgül Hocamızın kısa bir özgeçmişini hazırlayıp bilgilerinize sunmayı gerekli saydık…