“Akıl ile nakil (Ayet ve Hadislerin zahiri manaları) çatıştığında, nakil; akla göre te’vil olunur”, yani; aklın ve vicdanın esas alınması lazımdır kuralı, İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre de doğru bir yaklaşımdır. Şimdi bu temel ve genel kurala ve insan fıtratına (yaratılış tabiatına) aykırı olarak 6-9-11… gibi çocuk, hatta bebek yaştaki kız çocuklarının evlendirilebileceğine yönelik fasit fetvaların, “İslam’ın bir ruhsatı” veya “Resulüllah’ın uygulaması” gibi algılanması, esasta inancımıza da insanlığımıza da aykırıdır.
Erken dönemlerden günümüze dek başta fıkıh kitapları olmak üzere konuyla doğrudan ya da dolaylı, ilgili birçok eserlerde küçüklerin evlendirilebileceğine hükmedilmiş olması, maalesef yaygın bir yanlıştır. Bu eserlerde konuyu delillendirme maksadıyla, özellikle Talâk Suresi’nin 4. ve Nisa Suresi’nin 6. ayetlerine, Hz. Aişe’nin küçük yaşta evlendirildiğine dair rivayetlere, icmâ deliline, fıkhî kıyas metodolojisine ve maslahat prensibine atıf yapılması da alâkasız bir yaklaşımdır. Bu konu; fürû-ı fıkıh (fıkhın dalları) bakımından ve usul-i fıkıhta Kur’an, Sünnet ve kıyasın nasıl algılanıp uygulandığı açısından teorik; varılan sonucun hukuki, sosyal ve psikolojik etkileri açısından da pratik öneme sahip bulunmaktadır. Bu konudaki yazı, yorum ve yayınlarda; bu hükmün delili olarak öne sürülen ayetlerden yapılan istidlaller, Hz. Aişe’nin küçük yaşta evlendirildiğine dair rivayetler, icmâ delili, yapılan kıyas işlemi ve maslahat prensibi öne sürülürken, bunların özellikle ve öncelikle fıtrata (yani insan tabiatına ve yaratılışa), ayrıca akla ve vicdana aykırı olduğu üzerinde pek durulmamıştır. İşte bu yüzden yanlış, hatta vahim bulduğumuz hatalar yapılmıştır.
Makalenin tamamı için:https://www.millicozum.com/mc/duyurular/kucuk-kiz-cocuklarinin-evlendirilmesi-sapkinligi