Elâzığ Yerel Televizyonu Kanal 23'te (12 Temmuz 2023) “Ayrıntı” programına konuk olan Sn. Süleyman Ateş bir soru üzerine: “Hz. Peygamberimiz dönemindeki RİBA ile bugünkü Banka faizinin aynı olmadığını, Kur’an’da RİBA'nın yasaklandığını” söyleyerek, dolaylı şekilde bugünkü faizci banka sistemini meşrulaştırıcı bir tavır takınmışlardı. Aynı söyleşide "Hadislerin hangisinin sahih olduğunu Allah bilir!?" diyerek kayıtlı bütün hadislerle ilgili kafalara şüphe tohumları eken Sn. Süleyman Ateş, “Bir ayağı kabir çukurunda iken hâlâ fıtratının gereği, toplumun itikadını ifsat kasıtlı fırsatçılık mı yapmaktaydı?” soruları aklımıza takılmıştı. Yaklaşık 35 sene önce çıkardığı Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri kitabında, Nisa Suresi 24’üncü ayetindeki: “İstimta” (yararlanma) kelimesini “Belirli bir süre, para karşılığı bir kadınla cinsi münasebet ruhsatı” şeklinde yorumlayıp, ülkemizde ve üniversitelerimizde gençler arasında bu sapkın ilişkilerin “Dini fetva” perdesi altında yaygınlaşmasına yol açmıştı. O dönemde kendisine yönelik bir tenkit yazımızda, bütün Ehl-i Sünnet ulemasının “haram” saydığı, sadece bazı ŞİA mensuplarının caiz buldukları “Para karşılığı geçici (mut’a) nikâhı konusunda Sn. Süleyman Ateş; şayet olsaydı, dul bacıları ve kızları için bu maksatla yapılacak tekliflere de açık mıdır? Değilse, hangi vicdanla Müslüman halkımızı yozlaştırmaya çalışmaktadır?” diye sorduğumuzda bize mahkeme açmıştı...
Gelelim Asıl FAİZ Konusuna:
Kur’an-ı Kerim’de ve özellikle Bakara Suresi 275’inci ayetinde yasaklanan ve toplumun ekonomik, sosyal ve siyasi dengeleri için büyük tehlike sayılan FAİZ, bugünkü Banka ve Kredi faizleridir.
“(Farklı isimler ve sistemler içerisinde ve çeşitli şekillerde) Faiz (riba) yiyenler (ve faiz ekonomisini yürütenler; dünyada asla ayakta duramayacak, onurlu ve huzurlu yaşayamayacak, kıyamet günü ise) ancak şeytan çarpmış (sara nöbetine yakalanmış) olanın kalkışı gibi, (Allah’ın kahrına uğramış) olmaktan başka (bir tarzda) kalkamayacaklardır. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden (faizi helâl görmelerinden ve faize fetva üretmelerinden) dolayıdır. Oysa Allah, (riskli ve zahmetli) alışverişi helâl, (emek sömürücü ve kan emici) faizi ise haram kılmıştır. Böyle her kime Rabbinden bir uyarı ve yasaklama gelip de (faize) bir son verirse, artık geçmiş (dönemdeki uygulamaları ve kazandıkları) kendisine kalır (ve bağışlanır; bundan sonraki) işi(nin başarısı ve bereketi) de Allah'a aittir. (Devlet ona helâl ve hayırlı kazanç yolları göstermelidir.) Kim de (cahili sisteme) geri dönerek (faizli muameleye devam ederse), artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. [Not: Bu ayette “Elleziy ye’külü-r riba” (Faiz yiyen kimse) denmeyip; çoğul olarak “Elleziyne ye’külune-r riba” (Faiz yiyen kimseler) buyrulması, yani, ismi mevsulün, cemi müzekker salim kalıbı ile getirilmiş bulunması; asıl tehlikeli ve tahrip edici FAİZ’in, ferdi riba muamelesinden ziyade, bugünkü gibi bir sistem halinde ve resmi müesseseler (banka şubeleri) eliyle yürütülen faiz cinsinin olduğuna dikkat çekmek amaçlıdır.]”
...
Makalenin tamamı için TIKLAYINIZ..