Suriye’nin kuzeyinde ve Türkiye sınırı çevresinde bir “Özerk Kürt Kanton Bölgesi” oluşturulması için, ABD ve İsrail’in yıllardır sürdürdükleri çalışmalar, sona yaklaşmış durumdadır. Türkiye haklı olarak, kendi güneydoğusunu da etkileyip karıştırmayı amaçlayan bu girişimlere karşı çıkmakta ve oldukça başarılı geçen “Zeytin Dalı ve Pençe-Kilit Operasyonları” gibi askeri harekâtlarla sınırımızın hemen ötesinde bir tampon bölge oluşturma çabasındadır. Suriye’de oluşturulmaya hazırlanan çok parçalı özerk kanton bölgelerle, Lübnanvari bir yapılanmanın hazırlandığını ve şu anda Irak’taki fiili ayrışmanın burada da sağlanmaya çalışıldığını anlamamak ahmaklıktır. Maalesef Suriye’nin bu parçalanma senaryolarına, “koruyucu ve denge kurucu” rolüyle bölgede kalmayı ve Büyük İsrail planlarına zemin hazırlamayı amaçlayan ABD zaten dünden razıdır. ABD Genelkurmay Başkanı’nın ve üst düzey komutanlarının, İsrail’den sonra Suriye’deki PKK-PYD terör kantonlarını ziyaret edip resmiyet kazandırmaları da bu amaçlıdır.
Rusya ve İran da, Suriye’deki bu ayrışmadan memnun gibi davranmaktadır. Çünkü bölgedeki varlıklarının devamı buna bağlıdır. Güya ABD’nin ve İsrail’in işgalci ve saldırgan politikalarına karşı kendi varlıkları bir nevi güvenlik sigortasıdır.
İşin en acı tarafı, Beşşar Esad yönetimi de, kendisine de hükümranlık fırsatı sağladıkları için; ABD, İsrail, Rusya ve İran’ın Suriye’deki bu fesatlıklarına razı olmuş durumdadır. Ve maalesef, daha önce Irak’ın da aynen bu şeytani yöntemle parçalanıp, Barzani Kürdistanı’na razı olan, hatta resmi ilişkiler başlatan Erdoğan iktidarı da aynı hatayı yapmaktan sakınmamıştır.
ABD savaş gemisinden Türkiye’ye mesaj mıydı?
ABD donanmasına ait savaş gemisi USS Nitze, Şubat 2023 başında İstanbul Boğazı’nda Dolmabahçe açıklarında demirlemiş durumdaydı. Söz konusu geminin seyir sancağının büyüklüğüne dikkat çeken Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Türk kamuoyuna mesaj çektilerse yanlış adres” diye uyarmıştı.
Gemiye Sahil Güvenlik ekipleri eşlik etmiş, mürettebatın Boğaz’da ilerleyiş sırasında güverteye çıktığı dikkatlerden kaçmamıştı.
ABD Büyükelçisi Jeffry Flake’nin, İstanbul Boğazı’na demirleyen USS Nitze isimli savaş gemisini ziyaret etmesi de enteresandı. Flake, “Türkiye ile dostluğumuz var. Türkiye ve ABD iyi birer müttefik” palavrasını tekrarlamıştı.
ABD’nin Türkiye için “olası terör saldırısı” uyarısı yaptığı günlerde; savaş gemisi USS Nitze’nin, 03 Şubat 2023’te İstanbul’a gelerek Dolmabahçe açıklarında demirlemesi bir tesadüf olamazdı. Geminin teamüllerden çok daha büyük bayrak kullanması da olağan dışıydı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir gün öncesinde yaptığı konuşmada, ABD’nin açıklamalarını hedef alması ise danışıklı dövüşün bir parçasıydı. Soylu, “Amerikan Büyükelçisi’ne buradan söylüyorum. Hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum. Pis ellerini Türkiye’nin üzerinden çek. Çok net söylüyorum” diye havalar atmıştı.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise, “Türkiye, terör saldırısı uyarısı yapılacak kadar tehlikeliyse, savaş gemisi neden buradadır? Bayrağın, olması gerekenden beş kat büyük olmasının bir mesaj olduğu açıktır. O zaman şunu sormalı: ‘Bu mesaj nedir ve kime-kimleredir?’” diye sormuşlardı.
Eski Amiralin: “Bütün denizlerimizi kaybetmemize yol açabilir!” Uyarısı!
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, katıldığı canlı yayında Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Hatay ile ilgili çok konuşulacak iddialarda bulunmuşlardı.
TV100’de ekranlara gelen ‘Uğur Dündar ile Haftanın Panoraması Deprem Özel’ programına konuk olan Doç. Dr. Cihat Yaycı, Kahramanmaraş depreminin vurduğu Hatay’la ilgili kritik ifadeler kullanmıştı.
“İskenderun ve Hatay, Mavi Vatan’ın Doğu Akdeniz’deki kalbidir. İskenderun ve Hatay’da bir değişim veya kayıp, bütün denizlerimizi kaybetmemize yol açabilir, o kadar kritiktir.” diyen Eski Amiral ne demeye çalışmıştı?
İspanya ordusu, İskenderun’da devriye mi atmıştı?
11 ilde büyük yıkıma neden olan depremin ardından İspanya ordusuna bağlı zırhlı araçların Hatay’ın İskenderun ilçesinde devriye görevi yaptığı iddiasıyla servis edilen görüntüler sosyal medyada büyük tartışmalara yol açmıştı. Milli Savunma Bakanlığı iddialara ilişkin açıklamasında, görüntülerin yardım için bölgeye gelen İspanya Silahlı Kuvvetlerine ait araçların arama-kurtarma bölgesine intikali sırasında çekildiğini hatırlatmıştı.
Güya deprem için koşa koşa yardıma gelen İsrail arama kurtarma ekibi, neden apar topar geri çağrılmıştı?
Resmi raporlara göre Azerbaycan’dan sonra Türkiye’ye en fazla ekip gönderen İsrail’in arama-kurtarma çalışmaları devam ederken apar topar Türkiye’den ayrılmasına ilişkin Yedioth Ahronoth gazetesi önemli bir iddiayı gündeme taşımıştı.
Cumhuriyet’ten M. Birol Güger’in haberine göre; İsrail devletine ait sosyal hesaplar tarafından paylaşılan görsellerde, Türkiye’ye gelen bazı ekip üyelerinin yüzlerinin bulanıklaştırılması dikkatlerden kaçmamıştı. Arama-kurtarma çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiği sıralarda, İsrailli ekiplerin apar topar Türkiye’den ayrılmaya karar verdiğine yönelik haberler şaşkınlığa yol açmıştı. Bu konuda; terör tehdidinden başka, çeşitli güvenlik çekincelerine kadar iddialar ortaya atılmıştı.
İsrail’in en yüksek tiraja sahip gazetesi Yedioth Ahronoth’un internet portalı Ytnet’te yer alan bir iddiaya göre, Türkiye’ye gelen ekipler arasında, İsrail ordusu bünyesinde görev yapan bir özel kuvvetler birimi olan Şaldağ (Shaldag/Birim 5101) birimine mensup askerler de vardı. İddiaya göre; İsrail ekibine, “Türkiye’ye girişte silahlarını teslim etmeleri” hatırlatılmıştı. Türk makamları tarafından, “Bu durum, ülkemizde kabul edilemez, sizden diğer tüm ekipler gibi davranmanız bekleniyor” diye İsrailliler uyarılmıştı. Ancak bu diplomatik olaya ilişkin her iki ülke makamları tarafından da bir açıklama yapılmamıştı.
...
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..