Adım adım çıkılır, zafer köşküne
General olunmaz, er olmadıkça!
İki kalp sığışmaz, mü’min göğsüne
Tevhide varılmaz, bir olmadıkça!
Ferhat olmayınca, dağlar sökülmez
Tek Hak’ka açılan, bilek bükülmez
İlmü irfan yoksa, hikmet dökülmez
O dil hakikati, der olmadıkça!
Eşip derinleşen, bulur suyunu
Usanma daim kaz, hizmet kuyunu
Kemalât istersen, düzelt huyunu
Taş kıymetlenmez, mer-mer olmadıkça!
Sırra erişilmez, bir kuru sözle
Sen rızasın ara, vuslatı özle
Takdir edilende, hikmeti gözle
Hayr açığa çıkmaz, şer olmadıkça!
Ey gözü doymayan, sözüm sanadır
Mü’mine yakışan, hamdü senadır
Faniye bağlanan, sonu fenadır
Dünya boşyan Eba, Zer olmadıkça!
Dağ başı alçaksa, duman bürümez
Davası bâtılsa, Dosta yürümez
Ahlakı yozlaşıp, iman çürümez
Nema diye faiz, yer olmadıkça!
Yürüyen cenaze, uyusan gafil
Yakında Surunu, çalar İsrafil
Şeytanı tanırım, sanıyor safdil
Gözünde feraset, fer1 olmadıkça!
Avrupa Birliği, ahlak kirliği
Bozar Milli bünye, kalmaz dirliği
Tarikatı taklit, sahte Pirliği
İlk feda kıldığı, ser2 olmadıkça!
“Şeriat gercilik, Batı medeni”
Zanneden gafilin, bozuk madeni
İçki fışkı bozar, aklın mideni
Kişi insan yüzlü, ker3 olmadıkça!
Sabret imtihandır, takdir Hüda’nın
Tesiri yok halkın, Tağut Buda’nın
Kur’an’ın çağrısı, kutlu nidanın:
“Hep yeniden başla, her olmadıkça!”
Niyet has değilse, boşa zahmetin
Taşa faydası yok, yağan rahmetin
Bunca günah pasını, yumaz Ahmet’in
Kova kova akan, ter olmadıkça!
Lügatçe:
1- Fer: Görme netliği, bakış keskinliği,
2- Ser: Baş,
3- Ker: Kürtçe, Eşek.