Erdoğan İktidarı Küresel Sömürü Çarkına Taşeronluk Yapmaktaydı!
Erbakan Hocamız:
“Bize; ‘Siz her taşın altında bir Yahudi arıyorsunuz?’ diyorlar. Hayır, biz her taşın altında bir Yahudi aramıyoruz; ama her baktığımız şüpheli ve şaibeli taşın altından bir Siyonist Yahudi çıktığını görüyoruz!” buyurarak, bir TV programında şu çarpıcı bilgileri aktarmışlardı:
Peki, Siyonistler Dünyayı Nasıl Sömürüyorlardı?
“Diyelim ki; siz şimdi Kayseri’den Hacca gitmek istiyorsunuz. ‘Efendim ben Müslümanım, param ülkeme, devletime gitsin. Türk uçağı ile Hacca gideceğim’ diyorsunuz. Türk uçağına biniyorsunuz: ‘Ne güzel, uçak paramı yatırdım, ülkeme, Türkiye’ye paramı verdim, Hacca gidiyorum’ diye koltuğunuza oturup uçuyorsunuz. Haberiniz yok ki, o uçağın dünyanın her yerinde serbest hava bölgesinde uçabilmesi için IATA üyesi olması lazım. IATA, Siyonist Rockefeller’in kurduğu bir sömürü çarkıdır. Bilet parasının %9'unu vermeden de buraya üye olamazsın. Yani önce Yahudi'ye %9'unu vereceksin, ondan sonra uçağa bineceksin. Yoksa uçakla yolculuk edemezsin… ‘Efendim, ben Yahudi'ye para vermek istemiyorum, uçakla gitmeyeyim, gemiyle gideyim’ diyerek gemi ile Hacca gitmeye kalkışsan, bu sefer de açık denizlerde gemilerin yürümesi için Lloyd’un müsaadesini alması lazım. Lloyd, 1830 yıllarında Avusturyalı Yahudilerce kurulan ve tüm denizlerdeki seyrüsefer güzergâh ve güvenliğini ayarlayan ve gerekli bilgi akışını sağlayan bir kuruluş konumundadır. Lloyd da diğer bir Yahudi’nin soygun tezgâhıdır. Yine %9’unu vereceksin. Şimdi bile, diyelim ki bir yük veya yeni bir yolcu gemisi yapacaksın, maliyetine yakın bir parayı götürüp ayrı bir Siyonist kuruluşa ödeyeceksin. Ayrıca navigasyon aletini; o Siyonist’in İtalyan şirketinden edineceksin ve her iki yılda bir de yine onlara götürüp, yenisiyle değiştireceksin!..
‘Efendim, ben Suudi Arabistan'a para göndereceğim!’ dersen, gönderemezsin, çünkü bu Siyonizm’in dünyasıdır. Paranı önce bir Siyonist bankaya vereceksin, o banka oradaki şubesine emir verecek. Sonra o parayı gönderilen kişiye ödeyecek ve bundan da %1’ini haraç olarak kendisi kapıp alacak.
Ben Müslüman ülke Pakistan'dan mal alacağım. Onun için akreditife açmam lazım, ama açamam. Çünkü bu dünya Siyonist Yahudi’nin dünyasıdır. Yahudi'nin Bankası araya girecek, %5’ini alacak ki sen ticaretini öyle yapasın!.. Bu, tarihin görmediği korkunç bir vurgun ve soygun çarkıdır!..
Sen bu gizli gerçeklerin farkına vardığın zaman, bu nasıl bir dünyaymış yahu! diye hayretler içinde kalacaksın. Nerede para varsa Yahudi'nin havuzu, pompası, süzgeci, emme borusu; oradan parayı emiyor, çalıyor, sömürüyor!.. Mal alırsın, %5 vereceksin. Para gönderirsin, %1 vereceksin. Bir yerden bir yere gideceksin, %9 vereceksin. Hatta fırına gidip ekmek alacaksın; yarısını dolaylı biçimde Yahudi’ye vermek zorundasın. Sen fırından girip ekmeği alırken, yuvarlak hesap olsun diye ekmek 3 lira diyelim. 3 lirayı verdin, ekmeği aldın geldin, peynirle beraber yedin. Peynir-ekmekten başka bir şey alacak halin kalmamış zaten. Yedin, oturuyorsun şimdi. ‘Ne yapayım, ekmek 3 lira idi, aldım, oturup, yedim; hayat böyle pahalı’ diyorsun, dövünüp duruyorsun. Hiç düşündün mü, o 3 lira nereden meydana çıkıyor? Bunun kitabı var bizde, kuruşu kuruşuna. O ekmek tarladan fırına gelinceye kadar; traktör faizli parayla alınmış, o traktörün bonosu masrafa yazılmış. İşte bütün bunlar ekmeğin parasını verirken size ödetiliyor. Fırın faizle çalıştırılıyor, size ödetiliyor. 3 liranın 1 lirası faizdir, bu Siyonizm’e gider. Geriye kalan 2 liranın 1 lirası haksız vergidir. Devlet alır. O da aldığı bu verginin yarısını götürüp Siyonizm’e verir. Böylece ekmeğin asıl bedeli 1,5 lira olması lazım gelirken, 3 lira ödüyorsunuz. Her ekmek alırken 1,5 lira Siyonizm’e vermeye mecbursunuz, mahkûmsunuz... Dünyada ortalama bir senede 75 trilyon dolarlık alışveriş yapılmaktaydı. İnsanlar, hiç farkında olmadan Siyonizm’e 37,5 trilyon dolar para ödüyorlardı. Bunların Yeni Dünya Düzeni dedikleri, işte böyle bir zulüm ve sömürü tezgâhıdır ve bu gerçekleri anlatıp insanları uyarmak en büyük cihattır.”
80 Yılın Birikimi 20 Yılda Satılmıştı
AKP’nin 3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara gelmesinin üzerinden tam 20 yıl geçmişti. Bu 20 yılda onlarca fabrika, kurum ve kuruluşu satan AKP iktidarı, Türkiye’yi adeta açık pazar haline getirmişti. 3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde yüzde 34,42 oy oranıyla tek başına iktidar olan AKP, 17 yıllık iktidarı döneminde Türkiye’nin en köklü kurumlarını bir bir özelleştirdi. Genç Cumhuriyetin Atatürk döneminde ve özellikle Erbakan hükümetlerinde, milletimizin inanç ve alın teriyle kurduğu sanayi kuruluşlarını 20 yıl içinde özelleştirerek vahşi kapitalizme Türkiye’yi teslim eden AKP hükümeti, yıllar içerisinde ülkemizin tamamen dışa bağımlı hale gelmesindeki kilometre taşlarını birer birer döşedi.
Makalenin tamamı için: https://www.millicozum.com/mc/duyurular/akpnin-kuresel-somuru-talani-ve-mhpyi-ehlilestirme-plani