Bir Rüya Âleminde Erbakan Hoca’nın Afrin Mesajı
Fatma BETÜL ERİŞKİN / Ankara-Kızılcahamam Kampı / 23.01.2018
Rüyamda:
Küçük bir jet uçakta oluyoruz fakat uçağın içi ev gibi döşenmiş. Aziz Erbakan Hocamız ve Muhterem Ahmet Hocamız uçağın pilot kokpitindeler ve askeri kamuflaj elbisesi giymişler. Bana 100 kadar A4 kâğıt vermişler. Kâğıtlarda (son operasyonlar ve büyük zafer hazırlıklarıyla ilgili, çok önemli ve gizli) krokiler varmış. Erbakan Hocamız: "Bu krokileri ezberle, daha sonra hepsini yak, Kimsenin eline geçmesin. Eğer ki bu krokilerin ezberinde olduğunu anlayan olursa seni öldürünceye veya gelip biz seni kurtarıncaya kadar bu krokileri unut. Bunlar bundan sonra senindir. Biz iki, sen üçüncü kişisin. Dördüncü herhangi birinin daha bu krokilerden haberi olursa burada da hesap gününde de bize görünme!" talimatını buyuruyorlar. Büyük bir korku ve endişe ile krokileri beynime çizmeye çalışıyorum. Erbakan Hocamıza gelip: "Aziz Hocam, ben verdiğiniz krokileri ezberledim. Artık yakayım mı bunları?" diye soruyorum. Erbakan Hocamız: "Buraya getir ve burada yak. Her yaktığın krokinin arkasından da o krokiyi bize ezbere çiz. Sonra o çizdiğini de yak!" buyuruyorlar. Aziz Hocamızın buyurdukları gibi A4 kâğıtlarının her birini tek tek önce yakıyorum, sonra ezbere çizip o çizdiklerimi de yakıyorum. Erbakan Hocamız: "Haah, şimdi oldu. Bak şimdi biz “Afrin /Zeytin Dalı Operasyonu”ndayız. Bu operasyona 72 uçak katıldı. Biz 72. uçağız. “Ee Hocam, neden 72?” diyorsun değil mi? Baak, bundan önceki “Fırat Operasyonu”nda kahraman ordumuz 72 şehit vermiştir. Biz de her bir uçağımıza bu 72 şehidimizden birinin adını verdik. İstedik ki, onların isimleri bu operasyonda yaşasın. Hem aileleri onure olsun, hem de ismen katıldıkları bu operasyona kendileri de cismen katılsın! Hatta onlarla birlikte, dünyanın kurulduğu günden bu yana Allah yolunda canından vazgeçmiş tüm şehitlerin de katılmasını murat ettik ki, ümmetin başarısı artsın. Şehitlerimizin amel defterleri kabarsın!" buyurdular. Ben: "Aziz Hocam, ben de daha dün “Bu operasyon gerekli miydi acaba?” diye düşünmüştüm. Yoksa bizi planlı bir şekilde mi bu savaşın içine çektiler acaba…” diye konuşmaya devam ederken Erbakan Hocamız: "Biz uzun süredir bu savaşın içindeyiz aslında. Ümmetin çocuklarının feryadı, mazlum ve mağdur kadınların ahları, rahat ve ferah içinde yaşayan ümmetin gözlerinin görmez, kulaklarının duymaz, vicdanlarının sızlamaz durumda olması Allah’ın sabrını taşırmış, kahrını kabartmış ve Milli Devlet bu gidişata “Dur” demiştir. Şunu herkes bilsin ki; kahraman ordumuzun şu an ülkemizin Doğusunda-Güneydoğusunda mücadele ettiği PKK/PYD/YPG değil; Amerika’dır ve Siyonizm’dir. İşin aslı Armageddon başlamıştır ve bunların burnunun sürtüleceği, sonlarının getirileceği an gelmiştir. Onların kendilerine “Vaadedilmiş” zannettikleri toprakları, Rabbimizin asıl bize vadettiği ve vereceği görülecektir ve bu dönem, bu süreçte bunların hepsinin sonunun getirileceği, hepsinin o topraklara gömüleceği dönemdir. Yine bilinsin ki, artık hiç birinin anlaşma çağrısı dikkate alınmayacak ve hiç birinin gözünün yaşına bakılmayacaktır. Bilinsin ki, yeni Milli Mücadele başlamıştır!” buyurdular. Sonra Ahmet Hocamıza doğru dönerek: “Kampın ilk günü Ahmet’le sizin sabah namazı sonrası Fetih Süresinin mealini okuyup zikir ve dua ettiğiniz sabah var ya? O gün kahraman ordumuz, kardeşlerinin gözyaşı ile ettikleri dua desteğiyle, sayısız Siyonizm deliğini bombalamış, sayısız Amerikan-İngiliz sünnetsizi ve onların destekçisini cehenneme yuvarlamıştır. Duaya, gayrete, çalışmaya ve okumaya devam edin. Ancak o şekilde bu gemide yer alabilirsiniz. Ancak o şekilde kurtulanlardan olabilirsiniz. Ancak o şekilde Allah’ın rızasına ulaşabilir, ancak o şekilde Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin yüzüne bakıp O’na komşu olmayı talep edebilirsiniz. Ancak o şekilde bize “Hocam” diyebilir, yine ancak o şekilde Ahmet’e layık talebe olabilirsiniz. Ancak o şekilde, kurulacak Yeni Dünya Medeniyetinde yer alabilirsiniz. Şimdi taze bir “Bismilah”la, Yeni ve Adil Dünya Düzeninin anayasası olma özelliğinde olan ve küçük bir çocuğun da, bir Profesörün de anlayabileceği şekilde hazırlanmış olan Meali Kerime sarılma, (insanları bu gerçekle) uyarma ve Hakta sabit kalabilme için çabalama zamanıdır!" buyurdular. Sonra Ahmet Hocamıza bakarak: "Haydi Ahmet, uzun menzillileri yükle!" diye talimat buyurdular. Ahmet Hocamız kalkıp jetin füze atan bölümüne Kuran Meallerini yükleyip düğmeye bastılar. Ekranda görünen krokideki alan toz duman oldu. Sanki bir atom patlaması olmuş gibi bir gürültü koptu. Aziz Hocamız bana dönerek: "Gördün mü? Bak! Bu gördüğünü böylece anlat. Can kardeşlerimizin dua ve zikirleri, samimi gayretleri, kardeşlikleri ile bu atış başarılı olmuştur. Fethe kadar yılmadan, yorulup yıkılmadan gayrete devam edeceğiz. Vazgeçmek, bırakmak yok, yorulmak, yılmak, moral bozmak yok. Bakın biz imtihanı tamamlamış olduğumuz halde yine buradayız. Biliniz ki duanızın, zikrinizin, eğitiminizin her anında, boş zannettiğimiz bir sandalyede ve namazda kullandığınız örtülerde Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz var, Ashab-ı Güzin var. Ziyaret ettiğiniz Çanakkale Şehitlerimiz var. Yemek sırasında; yemek masasında biliniz ki sağınız-solunuz, önünüz-arkanız Onlarla doldurulmuş, desteklenmiştir. Bu her topluluğa nasip olabilecek bir güzellik ve özellik değildir. Burada geçireceğiniz her saniyenin, aldığınız her nefesin hesabı ağır, yükü zordur!" (Bu şuur, bu huzur ve bu sorumlulukla hareket etmemiz gerekir) buyurduktan sonra: "Şimdi yeni krokiyi gir bakalım!” talimatını buyurdular. Bombalanacak yeri ve ezberlediğim yeni krokiyi ekrana girerken uyandım.
Te’vili: Türkiye merkezli yeni İslam Medeniyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanacak, Siyonist ve emperyalist odakları hizaya sokacak ve İsrail’i yıkacak, tarihi operasyon başlamıştır. Bizzat Aziz Hocamızın ruhaniyeti ve Milli Devlet işbaşındadır. Kahraman ordumuza dua ve destek zamanıdır. Milli Çözüm hakikat ve hizmet karargâhıdır. Ve artık, vakit tamamdır!
İnşaallahu Taala.
İlginç ve İbretli Diğer Bir Rüya.
Milli Çözüm Dergisi yazarlarımızdan Neslihan Bayraktar Kardeşimizin kızkardeşi 2 hafta kadar önce; çoktandır arzuladığı şehit ağabeyi Hakkari Çukurca (1996) şehitlerinden asteğmen Necmettin Bayraktar’ı rüyasında görüp ne yaptığını sorunca: “Yakında savaş başlayacak, onun hazırlıklarını ve planlarını gözden geçiriyorum” yanıtını almıştı.
Temel Karamollaoğlu’nun Zırvaları!
Kur’an’ımız da, İslami kurallarımız da, Milli duyarlılığımız ve vicdani sorumluluklarımız da, Kahraman Ordumuzun PYD-PKK kılıflı Amerikan eşkıyalarına karşı başlattığı Afrin Zeytin Dalı Operasyonlarını canu gönülden dua edip desteklememizi gerektirirken, Temel Karamollaoğlu’nun Van İl Kongresinde ve HDP-PKK diliyle: “Ordumuz Afrin’e girdi. Biz, inşallah huzur ve barışı temin ederek kısa zamanda bu harekât tamamlanır, büyümez, insanlar katledilmez diye ümit ederiz. Bölgede oynanan oyunları görmeden kör dövüşü yapar gibi birbirimizi yersek, sadece İsrail buradan başarılı çıkar.” açıklaması gaflet ve cehaletten çok öte bir vicdan marazını yansıtmaktaydı. Oysa bu haklı ve hayırlı operasyonun büyümesi ve 600 km. sınırımız boyunca tüm terör bölgesini temizlemesi lazımdı. Kaldı ki Askerimiz “bizden birileriyle” veya masum Kürt kardeşlerimizle değil, Siyonist kuklası PKK azgınlarıyla savaşmaktaydı. Umarız SP içinde, bu talihsiz beyanlara karşı çıkacak tutarlı ve duyarlı insanlarımız halâ vardı ve gerekli tepkiyi koyacaklardı!..