Kasım 14 21:51

DAYAN AHMET! (ŞİİR)

DAYAN AHMET! (ŞİİR)

Aziz Erbakan Hocamız, bir sohbetinde şunları buyurmuşlardı:

“İnsanın bütün diğer yaratılanlardan, nebatlardan ve hayvanlardan üstün olmasının temelinde Cenab-ı Hak’kın ona verdiği dört önemli meziyet bulunmaktadır. Bunlar, insana verilen;

1- Doğru ile Yanlışı fark etme yeteneği. (Bu meziyetten İlimler doğmuştur),

2- Güzel ile Çirkini - İyi ile Kötüyü birbirinden ayırma kabiliyeti. (Bu meziyetten ahlâki düzen ve disiplin doğmuştur),

3- Faydalı ile Zararlıyı ayırma yeteneği. (Bu meziyetten Ekonomi doğmuştur),

4- Adalet ile Zulmü ayırabilme meziyeti. (Bu meziyetten Siyaset ve Hukuk doğmuştur).

Diğer mahlûkatta bu kıymetli meziyetler yoktur. Bunun için bir insan; bu meziyetleri ne derece sür’atle ve isabetle kullanabilirse, o insana o derecede akıllı diyoruz. Bir insan bu 4 temel meziyete ve akla sahip olunca, o insanda iman olur. İnsanı yücelten işte bunlardır: Akıl, iman ve 4 temel meziyet. Eğer insan gibi mükemmel bir mahlûk yaratılmasaydı, bu; Rabbimizin sonsuz Kemâl sıfatına uygun düşmezdi. Çünkü birçok güzellikler yaratılmış ama bunu gören, sezen yok. Bu bir eksiklik olurdu. Ondan dolayı insanın yaratılması, Yüce Rabbimizin sonsuz Kemâl sıfatının bir gereğidir.

Peki, İnsan Bu Dünyada Neden İmtihan Olunmaktadır?

Rabbimizin Kemâl sıfatıyla birlikte, bir de Âdil sıfatı vardır. İşte bundan dolayı; yani mahlûkatın bir çeşidi olan insanoğluna, diğer mahlûklardan farklı olarak bu kıymetli meziyetler emanet edilip verilince, adalet icabı insanoğlunun imtihan edilmesi lazımdır. Nitekim bir insanın çok kıymetli ve paha biçilmez bir pırlantası olsa ve bunu uzak bir yerdeki bir kimseye göndermesi gerekse; Ahmet! Kilerde bir taş var. Al bunu falanca yerde, filanca kimseye götür ver!” diyemez, böyle yapması yanlıştır. Taş paha biçilmez değerde olduğu için, uzun uzun düşünüp araştırması, en uygun bir kimseyi bulması lazımdır. Ona uzun uzun tembihatta bulunacaktır. “Bu taş çok kıymetlidir, paha biçilmez değerdedir. Bunu gözünden ayırmayacaksın, yatarken bile başucuna koyacaksın, üstündeki ipek örtüyü açmayacaksın... vs.” diye onu uyaracaktır. Eğer Ahmet; bu tembihatlara dikkat eder, emaneti gönderilmesi icab eden yere sağlam olarak ulaştırırsa, ona aferin denir ve bir mükâfat verilir. Yok; eğer bütün bu tembihata rağmen taşı kaybeder veya çaldırırsa, o zaman da Ahmet’e çok büyük bir ceza verilmesi zaruri olacaktır. Çünkü bu adaletin icabıdır. İşte onun için bu kıymetli meziyetlerin kendisine verilmesi dolayısıyla insanoğlu; “Rabbimiz Adil olduğundan”, imtihan edilmek zorundadır. Biz dünya hayatına, bu imtihan için geliyoruz. İmtihan oluyor ve gidiyoruz. Cenab-ı Hak bu imtihanda hepimize yüz aklığı ve muvaffakiyet buyursun İnşaallah.” Âmin.

        

DAYAN AHMET!

 

Emanetin çok büyüktür

Ey nefsine uyan Ahmet!

Sırtındaki kutlu yüktür

Dost nidasın duyan Ahmet!

    

Aldanma fani gölgeye

Dayan Kur’ani belgeye

Her ülkeye her bölgeye

Allah için kayan Ahmet!

 

Cehdü gayret bil keremdir

Tembellik ruhi veremdir

Aşık’a dünya “harem”dir1

Ölüme gün sayan Ahmet!

 

Barajlar dolup şişmeden

Su nur olmaz, hep düşmeden2

Ocakta yanıp pişmeden

Çiğ kalırsın uyan Ahmet!

    

Karanlık bassa her yerin

Işıtsın iman fenerin

Zor günde göster hünerin

Hak rengine boyan Ahmet!

    

Sadıklar sağ-u solunda

Ceht Milli Çözüm kolunda

“Hû” çekip Allah yolunda

Her belaya dayan Ahmet!

    

Herkes sonunu hazırlar

An gibi geçer asırlar

Sanma gizli kalır sırlar

Her şey Hak’ka ayan Ahmet!

      

Erbakan’dan işarettir

Bu ne kutlu beşarettir3

Malu makam haşerettir4

Olgunlaşsın hayân5 Ahmet!

 

Hak’ka havale halime

Korku keder yok âlime

Boyun eğilmez zalime

Gam libasın soyan Ahmet!

      

Gebze İzmit Konya’sına

Türkistan’dan Kenya’sına

İstanbul’dan Dünya’sına

Adil Düzen yayan Ahmet!

      

Aldırma hain levmine6

Saldırma cahil kavmine

Sevin fasıkın nevmine7

Hikmet ile doyan Ahmet!

          

   

Lügatçe:

1- Harem: Rastgele davranılması ve kötülük yapılması yasak bölge.

2- Suların barajlarda toplanıp hızla yükseklerden aşağı dökülerek döndürdüğü çarklar sayesinde elektriğe (nura) dönüşmesine dikkat çekilir.

3- Beşaret: Müjde, sevindirici haber.

4- Haşeret: Zararlı ve zehirli böcekler.

5- Hayâ: Edep, erdem, utanma duygusu ve hesap verme sorumluluğu.

6- Levm etmek: Kınamak, ayıplamak, aleyhte konuşmak.

7- Nevm: Uyku hali. Fasık ve facir (kötülük ve günah ehli) kimselerin uyumasının uyanıklığından yararlı olduğu bir gerçektir.

 

Yorum Yaz