Maraş depremiyle, bir daha yandık
Seksen beş milyonun, kaçtı rahatı…
Sabah namazıyla, zorlu uyandık
Artık birlik günü, kur ittihatı…
Yazık cana mala, bunca kayıptır
Takdir Hüda’dan ya, tedbir zayıftır
Dikkatsiz önlemsiz, tavır hayıftır
Ülkemizin altı, dolu fay hattı…
Kendi ihmalimiz, olur musibet
Karada denizde, bulur akıbet1
Ancak imtihandır, olacak elbet
Unutmayın canlar, Hak tenbihatı…
Başımıza gelen, kendi hatamız2
Artık hayra dönsün, bizim rotamız
İmdada koşarsak, kalkar hastamız
Haydi yürütelim, kutlu cihatı…
Arsa kum, temel yok; demirden çalmış
Çürük malzemeyle, binayı salmış
Gerçi gelen gider, kim bâki kalmış
Mevlâ ayarlamış, bu seyahatı…
Bak binlerce acı, ölü yaralı
Milletim bağladı, hep karaları
İnşallah sararız, bu yaraları
Yeniden kurarız, mutlu hayatı…
Hem bilime hem de, Dine uyalım
İkazı yasayı, uygulayalım
Ölümlere sebep, biz olmayalım
Çünkü duyarsızın, çok kabahatı…
Milli birlik dirlik, ayağa kalksın
Her fert bir düşkünü, koluna taksın
Herkes bir gönülde, umutlar yaksın
Böyle başarırız, çün ıslahatı…
Hem dua hem destek, zamanı dostlar
On ilin tütmüyor, dumanı dostlar
İlgisizlik depremden, yamanı dostlar
Sonraya saklayın, hep nasihatı…
1- “İnsanların kendi ellerinin kazandığı (tahribat ve talanlarının yol açmasıyla, doğal ve sosyal yapıyı bozmaları) dolayısıyla, karada ve denizde (nice) fesat (bozulma) ortaya çıktı (çıkacaktır). Umulur ki, (fesatlık ve fırsatçılık yapıp doğayı tahribattan) dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını (felaket ve musibet olarak) kendilerine tattırmaktadır. [Not: Bu yüzden deprem ve sel gibi çeşitli afetler ve felaketler yaşanmaktadır. Faiz ve rant ekonomisi de emek ve üretime dayalı doğal ve doğru iktisadi hayatı temelinden bozmakta ve hayatı yozlaştırmaktadır.]” (Rum: 41)
2- “Size isabet eden (sıkıntı, sarsıntı ve) musibetler; kendi ellerinizle kazanıp (yaptığınız yanlış işler ve kötülükler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın ve ihmalkârlığınızın) birçoğunu da affetmektedir.” (Şurâ: 30)