Gücüm yetmez, ikramının şükrüne
Hak’tan gayrı, intizarım1 kalmadı…
Teslim oldum, ol Hüdâ’nın hükmüne
Şikâyetim, itirazım kalmadı…
Gayret ettim, ilm-ü hikmet talime
Sabr-u sebat, şükreyledim halime
Allah için, buğzederim zalime
Makam çıkar, hiç pazarım kalmadı…
Tecellinin nakışına hayranım
Takdirinin akışına seyranım
Umut mumum, yakışında bayramım
Feryat figân, âh-u zârım kalmadı…
Lütfeyledi, sadıklara katıldım
Âşık oldum, nur cemâle tutuldum
Haset fesat, boş gururdan kurtuldum
Hain bakış, kem nazarım kalmadı…
Kim ki hâkim, olur kendi nefsine
Hükmü geçer, âlemlerin hepsine
Dâhil oldum, sırr-ı Vahdet dersine
Ne kelâmım, ne yazarım kalmadı…
İkaz itab2, hem uyarmak mubahmış
Kızıp çatmak, gönül kırmak günahmış
Son sığınak, Allah bize penahmış3
Öfke gazap, ters azarım kalmadı…
Sevindiren, üzen O’dur geç bildim
Dost Zatını, hep yegâne güç bildim
Şimdi Hak’tan, gayrısını hiç bildim
Hıncım hırsım, kin garazım kalmadı…
Ey Nebi Sen, âlemlerin fahrısın4
“Ölmeden önce ölünüz!”5 çağrısın
Uyanlar duymaz, ölümün ağrısın
Ne bedenim, ne mezarım kalmadı…
Asıl şeref, kul olmakmış Sultanım
Bülbüle ak-gül, olmakmış Sultanım
Aşka yanıp, kül olmakmış Sübhanım
İman doldu, kalp marazım kalmadı…
1- İntizar: Özlenip gözlenen, beklenti.
2- İtab: Ayıplama, kınama.
3- Penah: Sığınılacak kutlu makam.
4- Fahrî: Medarı iftiharı, şeref ve saygınlık odağı.
5- Hadis-i Şerif