Garip kaldım öz yurdumda, imana şirk katmam diye
Bir avuç sadık dışında, dostum yarenim kalmadı…
Hak davamı vicdanımı, çıkar için satmam diye
Herkes bana hücum eder, haklı görenim kalmadı…
Zalime haine karşı, daim mazlumu savundum.
Hakikati dedim diye, bak dokuz köyden kovuldum
Kapımı çalan azaldı, Ya Rab rızanla avundum
Allah için hatır soran, selam verenim kalmadı…
Sarih ayet, sahih hadis; akl-ı selim, müsbet ilim
Uygun bulsa, “doğru” deriz; daim Hakkı söyler dilim
Adil Düzen böyle doğdu; hem şeriat hem de bilim
Hacı hoca karşı çıktı, gerçek öğrenim kalmadı…
İman demek Cenab Hak’la, “kâlû belâ”dan ahittir
Yalnız O’na sığınmışım, hem Rahim’dir hem Vahit’tir
Şikâyetçi değilim ha, Rabbim her şeye şahittir
Vazgeçtim makam koltuktan, minder serenim kalmadı…
Şeytaniler çok tuzaklar, kurdular solu sağıma
Rahat huzur tatmamışım, baksınlar gençlik çağıma
İnayeti İlahidir, elli yıl hikmet bağıma
Yetmiş türlü güller ektim, lakin derenim kalmadı…
Küfür nifak kol koladır, ahlâksızlık küfran ile
Nice hıyanet uğradık, hep yaklaştık ğufran ile
On beş yıldır tek başıma, yerli Deccal Süfyan ile
Cenk ederim kalemimle, kola girenim kalmadı…
İlahi yetiş imdada, medet eyle bu feryada
Milli Çözüm’e tutundum, bir kayıkla şu deryada
Ahbap akraba dağıldı, yalnızım dar-ı dünyada
Nur tecellinle hayranım, bayram törenim kalmadı…
Hâşâ haddime mi düşmüş, sanmayın itirazımdır
O “Külli şey’in kadir”e, naz makamda niyazımdır
Aciz muhtaç kul olarak, bunlar duam avazımdır
Şu seçkin dostlardan gayrı, göğüs gerenim kalmadı!..