Cananım can kulağıma, hikmet duyurdun
Bırak nefs-ü hevesini; çengel diyordun!
Şükür manen haber verdin, lütuf buyurdun
Aşıklara olmaz hiçbir, engel diyordun!
Ta gönülden seviyorsan, dostun özlersin
Vuslat için can atarsın, yolun gözlersin
Sarp dağları uçurumlar, aşıp düzlersin
Bahanelere sığınma, Sen gel diyordun!
Hak’tan taraf olmayanlar, Şeytana hısım
Zalime alkış tutanlar, Rahmana hasım
Hayra hıyanet edene, dinmiyor hırsım
Cihattan mahrum cesetler, heykel diyordun!
CIA - MOSSAD vaizleri, nursuz hayâsız
Sütü bozuk dönek ise, aslı mayasız
Dünya için din satanlar, arsız ayarsız
“Cılk yumurta olur mu hiç, pingel” diyordun!
Ne davası, ne atası; derdi ganimet
Haksız kazanç, makam bela; sanma ki nimet
Kuru heves neye yarar, yok ise himmet
Şeytani gayrete simge, pergel diyordun!
Vicdanları körleştiren, hep bu ihtiras
Doyurmaz gözünü artık, Fırat ve Aras
Cennet ve rü’yet mü’mine, en kutlu miras
Yeter ki zalim nefsini, yen gel diyordun!
Hayat geçici bir rüya, bir imtihandır
Dünya hırsı, haram riya; bil intihardır
Kimi hamal, kimi patron; kimisi handır
Gaflet diyarında kalma, dön gel diyordun!
Milli Görüş, Milli Çözüm; Nuh’un Gemisi
İman, ihlas, ihsan, irfan; ruhun debisi
“Ben Muhammed Mehdi; ahir, zaman Nebisi
Allah’a biat sayılan; tek el”* diyordun!
Sakın kirletme özünü, eyleme küfran
Ayıp, karartma yüzünü; dönüşür devran
Eğip yamultma sözünü, hep dürüst davran
Sadakatin Burağına, bin gel diyordun!
* “Şüphesiz sana biat edenler, aynen Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli onların elleri üzerindedir.” (Fetih: 10)
Lügatçe:
Hısım: Akraba, yakın dost.
Hasım: Düşman, rakip.
Pingel: Tavukların yumurtlaması için “fol” olarak kümese bırakılan yumurta.
Ukba: Sonsuz Ahiret hayatı.
Debi: Sıvı ve gazların basınç ve akışkanlık derecesi.
Küfran: Nankörlük, hıyanet.
Devran: Dönem, süreç, tarih.
Burak: Hz. Peygamberin (SAV) Miraç’taki bineği.