Aralık 04 10:14

Oğuzhan Asiltürk’le Tayyip Erdoğan İrtibatı ve VATİKAN’LA SİYONİST BARONLARIN İTTİFAKI

Oğuzhan Asiltürk’le Tayyip Erdoğan İrtibatı  ve  VATİKAN’LA SİYONİST BARONLARIN İTTİFAKI

“Hadi canım… Biz hiç Siyonizm’in tuzağına düşer miyiz?.. Biz hiç Yahudi’nin Dünya hakimiyeti hedefine alet edilir miyiz? Biz böyle bir gaflet, cehalet ve dalalete girer miyiz? diye gururlanan nice Müslümanları ve oluşumları bile, hatta Siyonizm ve Emperyalizm aleyhinde zafer marşları söylete söylete, bu malum ve mel’un merkezler, insanları Şeytani emellerine ve zulüm düzenlerine hizmet ettirmektedir. Cenab-ı Hakkın: “Ey Ademoğulları, Ben sizi (uyarıp): ‘Sakın şeytana kulluk etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır;’ diye ahit almamış mıydım?” buyurması boşuna değildir.” Anlamında defalarca uyaran Erbakan Hocamızın bu ikazları SP’liler ve Milli Görüşçüler için de geçerli ve gerekli olan hatırlatmalardır. “Yüzölçümlerine göre ülkeler” diye internete girdiğimiz de karşınıza 250 kadar isim çıkacaktır. Bunların 100 kadarı Devlet, 50 kadarı Devletçik, geri kalan 100 kadarı ise adını bile hiç duymadığınız küçücük ada ülkecikleri konumundadır. Bu 50 kadar Devletçik fiilen, 100 kadar ada ülkecik ise resmen ve tamamen Rotschild ve Rockefeller gibi 13 Siyonist Yahudi ailesinin özel mülkiyeti altındadır. Siyonist şebeke güdümündeki BM ve NATO gibi küresel teşkilatları kullanarak özel devlet statüsü kazandırdığı bu ada ülkelerinde; offshore bankacılığından fuhuş bataklığına, uyuşturucu üretim ve taşımacılığından silah kaçakçılığına, terörist ve ajan eğitme kamplarından pahalı tatil cenneti(!) ortamlarına her türlü rezalet düzenini ve sömürü hakimiyetini kurmuş durumdadır.

 

İşte bu Siyonist baronlardan Rotschild ve Rockefeller çete başları, geçen aylarda VATİKAN devlet başkanı PAPA ile “Kapsayıcı ve kucaklayıcı Kapitalizmi yaygınlaştırma ortaklığı” kurma anlaşmasını resmen ve alenen imzalamışlardı.[1] Artık herkes biliyordu ki AB’nin manevi merkezi Vatikan’dı, ABD’nin gizli patronları ise Siyonist sermaye baronlarıydı. Ve her ne hikmetse bu AB ve ABD, görünüşte “Ondan hiç hoşlanmıyor, sürekli sorun çıkarıyorlar…” gibi davransalar da, gerçekte özellikle Erbakan’dan koparıp iktidara taşıdıkları ve her türlü tavizi kopardıkları için, dolaylı şekilde sahip çıktıkları Sn. Erdoğan’ın, hatırlanacağı üzere Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaretleri; “Yoksa SP’yi de, Vatikan gibi, küresel Siyonizm’in safına çekme tuzağına, ‘AKP ile seçim ittifakı’ kılıfı mı sarılmaktaydı?” sorularının kafamıza takılmasına yol açmıştı. Çünkü Rahmetli Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi “Biz her taşın altında Yahudi aramıyorduk, ama her taşın altından onlar çıkmaktaydı!” Bu arada bizim Siyonist olmayan Yahudiler ve emperyalist emeller taşımayan Hristiyan kesimlere karşı hiçbir önyargımızın ve düşman tavrımızın asla bulunmadığını da peşinen ve samimiyetle vurgulamış olalım.

 

Bir Milli Gazete yazarımız Erdoğan’a şöyle sitem ediyorlardı:

 

“Niye yanımızda değilsiniz?” diye sitem edenler var! “Niye omuz omuza değiliz?” diye kırılanlar var! Böyle sitem edenlerin aslında kendi kendilerine şu soruyu sormaları gerek: Bu kardeşlerimiz niye bize böyle mesafeli duruyorlar? Yani suçu karşılarındakilerde aramaktan çok önce kendilerinde aramaları gerek! Herhalde durduk yerde kendilerine küstüğümüzü düşünmüyor ve onlarla omuz omuza durmaktan kaçındığımızı varsaymıyorlardır!.. Bugün bizim cenaha bakarak “omuz omuza olmamız gerekenler niye bize omuz vermiyorlar” diye sitemde bulananların çeyrek asra yaklaşan iktidarları süresince ne zaman sıcak bir ilgisini gördük? Ne zaman açıklama ve konuşmalarında “kardeşlik hukukunu” akıl ettiler? Ne zaman eski günlerin hatırına bizi eleştirirken dillerine hâkim oldular?

 

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ:

Yorum Yaz