Rüyamda; telefonuma görüntülü arama çağrısı gelmiş olduğunu fark ediyorum. Telefonum genelde sessizde olduğundan aramayı fark etmemiş, sonrasında görmüş oluyorum. Numarayı tanımadığım halde, normalde yapmadığım bir şey yapıyorum ve numarayı görüntülü arıyorum. İkinci çalışında telefon açılıyor; Aziz Erbakan Hocamız beyaz bir gömlek giymiş halde ekranda görünüyorlar. Benim bulunduğum yer kış mevsimindeyken, Erbakan Hocamızın bulundukları yer ılık bir yer olacak ki, üzerlerinde yalnızca gömlek bulunuyor. Mübarek kolları sıvanmış, yakaları da bir düğme açıkmış. Mübarek boyunları ve gömlek yakaları arasına beyaz bir mendil koymuşlar. Mübarek saçları da ıslanmış halde oluyor. Erbakan Hocamız yarı öfkeli, yarı üzgün bir ses tonuyla: "Esselamü aleyküm. Görüyor musun, insanoğlu ne kadar tuhaf. Arpa eker fakat buğday hasat etmek ister. Sonra da buna ciddi ciddi öfkelenir. Hayır, ne bekliyorsun ki? Biçtiğini beğenmiyorsan ektiğine bakacaksın! Seçimini yaptınsa, katlanması gereken de sensin. Yanlış seçim ve uygulamaların için gördüğün muamele de, dünyada da ahirette de adil olacaktır. Doğru yaşarsan doğru kişilerle karşılaşırsın. Hak ile olursan, her şart ve koşulda haklı olursun. İnsanlığın kurtuluşunu istersen, o insanlarla sen de kurtulursun. O kurtuluş ve refah için çalışır ve gayret sarf edersen, önünden, arkandan, gördüğün görmediğin birçok yardımcının, senin kurtuluş ve refahın için çalıştığını görürsün. Secde için alnını yerlere sürer, Hakkı tutup kaldırmak için çabalarsan, başını ve izzetini gökyüzünde, Allah'ın görünen görünmeyen ordularının önünde, komutasında görürsün! Bu böyledir. Peki, tersi olunca ne olur. Doğruymuşsun gibi görünüp yanlış hareket edersen; yanlış kişiler yoldaşın olur, yanlışın melikine; şeytana hizmet edersin ve bu senin vicdanına hiç ağır gelmez olur! Hakkın karşısında olursan, bâtılın tarafında olmuş olursun. Hakkı kendine düşman edersen, her şart ve koşulda, dünya ve ahirette yenilmeye, kaybetmeye mahkûm olursun. İnsanlığın ifsadı, ezilmesi, zulüm görmesi için çalışır veya kurtuluşu için çaba sarf etmezsen, sonsuz bir bunalımla, huzursuzlukla, mutsuzlukla kaybeder, ezilir, mutsuz, huzursuz, bedbaht bir şekilde yaşar ve o şekilde de geberir gidersin! Önünden, arkandan, görünen, görünmeyen sayısız görevli, işine set çekmeye, sürekli seni engellemeye, yaptıklarının sonunun gelmemesine görevli kılınır. Değer mi? Yerde ve gökte, dünya ve ahirette zelil, bayağı, yüzükoyun ateşe sürüklenmeye değer mi? Üç günlük dünyada, gelenin gittiğini göre göre, en yakınlarının yaşıtlarının biir bir imtihanını vermeye gittiğini göre göre, bu neyin hırsı? Bu neyin hazmedemeyişi?
TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ: